دسترسی نامحدود
برای کاربرانی که ثبت نام کرده اند
برای ارتباط با ما می توانید از طریق شماره موبایل زیر از طریق تماس و پیامک با ما در ارتباط باشید
در صورت عدم پاسخ گویی از طریق پیامک با پشتیبان در ارتباط باشید
برای کاربرانی که ثبت نام کرده اند
درصورت عدم همخوانی توضیحات با کتاب
از ساعت 7 صبح تا 10 شب
ویرایش:
نویسندگان: Yasin Durak
سری:
ISBN (شابک) : 9789750509773
ناشر: İletişim Yayınevi
سال نشر: 2011
تعداد صفحات: 144
زبان: Turkish
فرمت فایل : PDF (درصورت درخواست کاربر به PDF، EPUB یا AZW3 تبدیل می شود)
حجم فایل: 2 مگابایت
در صورت تبدیل فایل کتاب Emeğin Tevekkülü به فرمت های PDF، EPUB، AZW3، MOBI و یا DJVU می توانید به پشتیبان اطلاع دهید تا فایل مورد نظر را تبدیل نمایند.
توجه داشته باشید کتاب استعفای کارگری نسخه زبان اصلی می باشد و کتاب ترجمه شده به فارسی نمی باشد. وبسایت اینترنشنال لایبرری ارائه دهنده کتاب های زبان اصلی می باشد و هیچ گونه کتاب ترجمه شده یا نوشته شده به فارسی را ارائه نمی دهد.
“Hepsi Allah’tandır… işvereni zenginlikle sınıyor işte. Onun sınavı o, benim sınavım bu, fakirlik…” “Valla ben sendikalara hiç bulaşmadım. On sene öncesinde filan vardı ortalıkta… Eskiden başka bir firmada çalışırken bazı sendika isimleri duyduydum o zamanlar. İşte sağı solu rahat bırakmıyorlardı, elemanları sıkıştırıyorlardı, işte ‘gelin sendikamıza üye olun, şöyle olun, böyle olun, patron işçi’ filan diye söylüyorlardı, biz pek sıcak bakmayız böyle şeylere.” Dindarlık, işçilerin ve patronların üretim sürecine bakışlarını ve karşılıklı konumlanmalarını nasıl etkiliyor? Dinsel sosyalleşme, emek sürecinde tahakküm ilişkilerine ve politik hegemonyaya elverişli bir zemin oluşturuyor mu? Yasin Durak’ın Konya Organize Sanayi Sitesi’ndeki işçi-işveren ilişkileri örneğinde yaptığı araştırma, bu temel sorular etrafında bir tartışma örüyor. Dindar muhafazakârlık ekseninde sağlanan “ütopik uzlaşmayı” ve enformel ilişki ağları sistemini gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra Durak, kültürel hegemonyanın meşruiyet çerçevesi içinde kalmakla beraber, işçilerin rıza ve tevekkül yerine açık veya gizli direniş mekanizmaları geliştirdiği anlara da dikkat çekiyor. Sınıf mücadelesinin “saklı” bir sahnesine dair ipuçları veriyor bize. Canlı gözlemlerle Türkiye’de işçi sınıfı kültürünün puslu kalmış bir kesitini sunan, çarpıcı bir çalışma.